Gençtürk: Bu Bir İş Kazası Değil, Cinayettir

Dilovası’nda ruhsatsız parfüm atölyesindeki yangında 6 kadın işçinin yanarak ölmesi sonrası CHP’li Nazım Gençtürk, olayı “ihmal zinciri” ve “cinayet” olarak nitelendirip siyasi sorumluluk ve istifa çağrısı yaptı.

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde 8 Kasım'da bir parfüm dolum atölyesinde meydana gelen patlama ve yangında 6 kadın işçinin yaşamını yitirmesinin ardından CHP’li meclis üyesi Mehmet Nazım Gençtürk mecliste yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Günlerdir haklı bir isyanlar siyasetçiler, aktivistler, meslek odaları ihmaller zincirlerini sıralıyorlar. Belki kulağı ve vicdanı sağırlar işitir diye onları anmak ve bu konuya değinmenin sorumluluğunu hissediyoruz. Bizler seçilmiş meclis üyeleriyiz. Kocaeli halkı bu kentin refahı, dinginliği, vatandaşın sağlığı, güvenliği için bizlere güvendi oy verdi. Bu sorumluluk hepimizin omuzlarında.

“LİYAKATSİZ VE BECERİKSİZ YÖNETİCİLER YÜZÜNDEN”

2025 yılında sanayi kenti Kocaeli, mutlu şehir Kocaeli’de herkesin gözünün önünde ihmaller zincirleri sonucu, liyakatsiz ve beceriksiz yöneticiler yüzünden 6 tane kadın ve çocuk yanarak can verdi. Bu sayı istatistik olarak kalsın istemiyoruz. Esma Dikan, Hanım Gülek, Şengül Yılmaz, Nisa Taşdemir, Tuğba Taşdemir ve Cansu Esatoğlu. Karın tokluğuna çalışırken can verdiler. Bu insanlar iş kazasında ölmediler. Öyle ya bir iş kazasından bahsedebilmek için sağlam bir iş yapısında bahsetmek lazım. Binaya riskli yapı raporu verilmiş. Depremde yıkılır denmiş. Gebze’deki gibi kendi kendine de yıkılabilir. Hadi binayı yıkamadınız, onlarca kişinin çalışacağı bir tesise nasıl izin verdiniz? Yanarak öldüler. Kocaeli’de insanlara ölümlerden ölüm beğen diyorlar adeta.

“GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE, İŞKUR’UN YANINDA!”

Bir iş kazasından bahsetmek için ruhsatlı bir işyeri olması gerekiyor. Yarım yamalak bir depolama ruhsatı vermişler. İçeride kimya faaliyeti yapılıyor. Tehlikeli madde sınıfında üretim yapılıyor. Şehrin göbeği, yanında benzinlik var, karşısında kağıt depolama tesisi var. Bu facianın nerelere varabileceğini düşünebiliyor musunuz? İş kazası diyebilmek için bir iş güvencesinden, sigortadan bahsetmek lazım. Sadece yöneticilerin sigortalandığı emekçilerin, çocuk işçilerin karın tokluğuna çalıştığı hiçbir sosyal hakkı olmayan, yemek hakkı olmayan, bir izin hakkı bile olmayan Allah’a emanet işçilerden bahsediyoruz. Gözümüzün önünde, İŞKUR’un yanında. Burada iş kazasından bahsedebilir miyiz?

“6 CAN CİNAYETE KURBAN GİTTİ”

Ağzına kadar yanıcı madde dolu atölyede yangın çıkışı yok, yangın alarmı yok, yangın söndürme sistemi yok, hava tahliye borusu yok, yangın tüpü bile yok. Buna iş kazası mı diyeceğiz. Apaçık 2025 yılında sanayi kenti Kocaeli’de herkesin gözü önünde herkesin bildiği ihmaller silsilesi sonucunda, beceriksiz yöneticiler yüzünden 6 tane can cinayete kurban gitmiştir. Çocuklar katledilmiştir. Bu iş kazası değil cinayettir. İnsanlar burayı kaç kez şikayet etmiş. Kimse ilgilenmedi diyorlar. Gelen zabıtalar elinde parfüm paketleriyle geri çıktı diyorlar. Burası belediye başkanının yakınıymış, o koruyordu diyorlar.

“İSTİFA İSTİYORUZ”

3 5 tane yöneticiyi görevden alarak bunun üstü kapatılamaz. Burada siyasi sorumlu istiyoruz. İstifa istiyoruz. Gözünün önünde olduysa bu belediye başkanı çıkacak ‘Ben buraya ruhsatı verdim, ben burayı denetlemedim, gözümün önünde çocuklar öldü, ben buna kulaklarımı kapadım, ben birilerini kayırdım’ diyecek. İstifa istiyoruz. Ölen 6 tane canın çığlıkları kulaklarımızdan gitmesin. Onların sorumluluğu yükü omuzlarımızdan inmesin. Bu hepimizin yükü. Bu yükü hep beraber taşıyacağız. Kimseyi kayırmak kollamak yok. Kim suçluysa ortaya çıkacak. Bu cinayetin sipahileri belli. Saklayanlar da belli. Çıksın ortaya istifa etsin.