Kocaeli Haberleri Kocaeli Son Dakika

Kocaeli'nin Nabzını Tutan Site Kocaeliparaf.com'a Hoşgeldiniz. Kocaeli'in Güçlü Sesi, Kocaeli Haber, Kocaeli Haberleri, Kocaeli Yerel Haberleri

Kocaeli Paraf Haber Sitesi

Kemalpaşa Mh. Cumhuriyet Cd. Petan İşhanı Kat: 5 No:30 İzmit, Kocaeli
sennuruzan@gmail.com

Toplum Çöküyor mu?

Zaman zaman öyle haberler gündeme geliyor ki; her birimiz bu soruyu soruyoruz kendimize ve çevremize…Toplum çöküyor mu?Ülkemizde sürekli artan kadın ve çocuk cinayetleri bizleri son derece rahatsız ediyor. Toplumda derin yaralar meydana getiriyor.

Şennur Yıldız

Köşe Yazarı


Toplum Çöküyor mu?

Zaman zaman öyle haberler gündeme geliyor ki; her birimiz bu soruyu soruyoruz kendimize ve çevremize…

Toplum çöküyor mu?

Ülkemizde sürekli artan kadın ve çocuk cinayetleri bizleri son derece rahatsız ediyor. Toplumda derin yaralar meydana getiriyor. Yuvalar yıkılıyor, aileler dağılıyor; toplumun sağlam kaleleri çöküyor.

Adalet Bakanlığı verilerine göre Türkiye genelinde çocukların cinsel istismarına ilişkin soruşturma sayısının 2023'te sekiz yıl öncesine göre iki katına çıktığını gösteriyor.

Buna göre 2023'te başsavcılıklarda yürütülen 66 binden fazla soruşturmanın her birinde en az bir çocuk mağdur.

Bakanlık, cinsel suçlara verilen cezaların artırılması gibi önlemlerle bu suçlara karşı "titizlikle" mücadele edildiğini söylüyor.

İki buçuk yılda en az 133 çocuk hayatını kaybetmiş. 2022'de 37, 2023'te 15, 2024'ün ilk yarısında 17 şüpheli çocuk ölümü gerçekleşmiş ve Narin Güran cinayeti de tüm Türkiye’yi ayağa kaldırmış durumda.

Bu cinayet hepimizin gönlüne bir yara bıraktı. Vahşice işlenmiş olan cinayet devlet birimlerini de ciddi bir şekilde meşgul etti.

Vicdanlı hâkim ve savcılar olmasa, gerekli cezaların verildiğini ara ara da olsa göremeyeceğiz.

Ama sorun şu ki, yasalar kişinin merhametine vicdanına göre uygulanabilecek bir durum değil.

Uygulanması gerekiyorsa uygulanır.

O zaman vicdanlı bir karar vericiye denk gelmediysek yandık mı!

Kadına karşı erkeğin şiddeti, homofobi, hayvan katliamı, kaçırılan çocuklar her gün artarak sürüyor.

Biliyorsunuz ki !

Yalnızca gördüklerimizi konuşuyoruz, bundan katlarcasının da ortaya çıkmadığını düşünürsek adeta bu dünyada yaşıyoruz.

Toplumsal sessizlik, ölümden öte bir şey.

Ölen kişiyi bir kez de topluca katletmek demek.

Narin olayında gördüğümüz gibi, bir çocuk öldürüldü, herkes biliyor ama sessiz sözleşme var ve konuşmuyorlar.

Bana değmeyen yılan bin yaşasıncılık bu.

Toplumsal sessizliğin, mağdurların konuşamamasına zemin hazırlamasının haricinde, tüm bu sessizlik istismarcıları daha da güçlendiriyor, korkusuzlaştırıyor ve cesaretlendiriyor.

Çünkü, "nasılsa kimse konuşmuyor"

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "2023 yılında maalesef 308 kadın, uğradığı şiddet nedeniyle hayatını kaybetti. 2024 yılının ilk 6 ayında ise 166 kadın maalesef yaşamını yitirdi" dedi.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göreyse 2023 yılında 315, 2024 yılının ilk 6 ayında da 205 kadın öldürüldü.

2023 yılında maalesef 308 kadın, uğradığı şiddet nedeniyle hayatını kaybetti. 2024 yılının ilk 6 ayında ise 166 kadın maalesef yaşamını yitirdi.

Şiddetin her türlüsünü olduğu gibi kadına yönelik şiddeti de asla ama asla kabul etmiyoruz.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 2023 yılında erkekler tarafından 315 kadının öldürüldüğünü, 248 kadının da şüpheli şekilde ölü bulunduğunu açıklamıştı.

Platform, 2024’ün ilk 6 ayında 205 kadının öldürüldüğünü, 117 de şüpheli kadın ölümünün gerçekleştiğini bildirmişti.

İstatistiki bilgilere göre ülkemizde 10 yılda 4 binin üzerinde kadın cinayeti gerçekleşmiş.

Bunun yanı sıra aile içi kavgalarda kadına yönelik şiddette büyük artışlar olmuştur.

Bütün bular gösteriyor ki alınan tedbirler yetersiz cezalar da caydırıcı değil.

Devlet birimleri mutlaka bunun nedenlerini araştırıyor olmalı.

Nedenler arasında aile içi huzursuzluklar, aldatma ve geçimsizlik de var elbet.

Ama bunun yanında  İnsani ve dini eğitimsizlik, psikolojik sorunlar, alkol ve uyuşturucu kullanımı ve cezaların yetersizliği gibi sebepleri saymak mümkün...

Haaa...

Birde ne var biliyormusunuz?

Sosyal medya ile toplumsal dejenerasyon.

Toplumsal dejenerasyon diyorum çünkü!  Birçok olumsuzluğuda beraberinde getiriyor. Herkes şatavatlı paylaşımlarla mutluluk ve zenginlik pozları paylaşıyor.

İşte bu mutsuzluğun fotoğrafı...

Sosyal meyda ile ne yazık ki.. !

Suç oranları artıyor, ahlaki değerlerin erozyonu, toplumsal çatışmaların artması, sosyal bağların zayıflaması, güvensizlik ve hoşgörüsüzlük gibi durumlar kaçınılmaz oluyor.

Merhum M. Akif’in dediği gibi bir dönemde Cuma’mızı da Pazar’a çevirmişler bizi İslami kaide ve prensiplerden hep uzak tutmaya çalışmışlar.

Tabi buradaki temel sorun yanlış batılılaşma.

Bizim Batı’dan bilim, teknoloji ve fen yönünden geri kalmamızdan dolayı Tanzimat’tan beri Batı hep örnek alınmış.

Fakat burada yapılan hata Batı’nın sadece ilmi gelişmeleri alınmamış onlara ait olan ahlaki yapı, aile yapısı ve Batı’nın kültürü’de alınmış ve bizlere empoze edilmiş.

Batı kültürü bizde ise derin yaralar açmış.

Birliğimizi ve uhuvvetimizi bozmuş, bizleri birbiri için yaşanlardan değilde kendileri için yaşayan narsistlerden etmiş ve bu yaşadığımız asır bir yönüyle enaniyet asrı olmuş.

Allah bizleri böyle insanlar olmaktan korusun, muhafaza buyursun.

Ruh dünyası karbonlaşmış, fikirleri harabati, bakışları miyop, beyinleri alabildiğine dekolte olan bazı insanlar işte bizlere bunları reva görmüş.

İşte bugün bunları yaşarken İslam’ın ruhunu kaybettik ve bir anlamda dinin ruhunun canına okuduk.

Kıldığımız namazlarımız bizler için birer yorgunluk alameti, oruçlarımız açlığa vesile, haclarımız ise turistik ziyaret olarak cereyan ediyor.

Yaşadığımız Müslümanlık kültür Müslümanlığına dönüşmüş.

Din gurbet yaşamakta.

Dinin gurbet yaşadığı bu günlerde özüyle ele alınmadığı, tabiatın bir derinliği haline getirilmediği bu dönemde din yetimdir, öksüzdür. İslami heyecanı kaybetmiştir.

Hani dindar nesil yetiştirecektik...

Dindar nesil yetiştireceğiz diye yozlaşmış, dejenere olmuş bir nesil mi yetiştiriyoruz ?

Sözün özü:

Toplumsal olarak dejenerasyona uğramış ve ahlaki bir takım değerlerimizi yitirmiş bulunmaktayız.

Kendimizi gözden geçirip yiyip içip hayvan gibi kulağının üstüne yatanlardan değil insanlık için çalışanlardan olmalıyız.

Ne güzel demiş şair; gülmeyi çocuklar icat etti, biz tüketiyoruz…

Tüketen değil seven insan olun...

Kötülüğün en büyük düşmanıdır sevgi.

Çocukların, kadınların, hayvanların ölmediği bir dünyada sevin...

Sevginin çoğalacağı bir dünya ancak yaşayabiliriz...

Sevgiden mahrum kalmayacağınız bir ömür dileğiyle...

Sağlıcakla sevgiyle kalın...

 
Bu Haberi Beğendin Mi?
7 kişiden 7 kişi beğendi

Sen de yorumunu yaz!

E-posta adresin gizli kalacaktır. Lütfen tüm zorunlu alanları doldurun *