Kayıp Bir Geleceğin Sessiz Çığlığı
Dünyanın birçok yerinde hâlâ milyonlarca kız çocuğu, eğitime erişim hakkından mahrum bırakılıyor. Sadece cinsiyetlerinden dolayı kalem tutmalarına, hayal kurmalarına ve kendilerini gerçekleştirmelerine izin verilmiyor.

Nurdane Mülkem
Köşe Yazarı

Dünyanın birçok yerinde hâlâ milyonlarca kız çocuğu, eğitime erişim hakkından mahrum bırakılıyor.
Sadece cinsiyetlerinden dolayı kalem tutmalarına, hayal kurmalarına ve kendilerini gerçekleştirmelerine izin verilmiyor. Oysa bir kız çocuğunu okutmak, sadece bireysel bir başarıya değil; toplumların ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasına da doğrudan katkı sağlar. Eğitimsiz bırakılan her kız çocuğu, potansiyelini gerçekleştiremeden büyür ve ekonomik özgürlüğünden de yoksun kalır.
Ekonomik Özgürlük ve Kadının Güçlenmesi
Bir kadının ekonomik olarak özgür olması, hayatı üzerinde söz sahibi olabilmesi anlamına gelir. Bu özgürlük, ancak kaliteli ve eşit bir eğitimle mümkün olabilir. Eğitilen bir kız çocuğu, ileride kendi geçimini sağlayabilecek bir birey haline gelir; kendi ayakları üzerinde durabilir, şiddet ve sömürüye karşı daha dirençli olur. Aynı zamanda kendi çocuklarının da eğitimine önem vererek kısır döngüleri kırar, yeni ve bilinçli nesillerin yetişmesine katkıda bulunur.
Okumak Bir Lüks Değil, Haktır
Kız çocuklarının okuması bir tercih değil, temel bir insan hakkıdır. Ancak ne yazık ki bazı coğrafyalarda bu hak, geleneksel kalıplar, yoksulluk, erken yaşta evlilikler ya da aile baskısı gibi nedenlerle ellerinden alınıyor. Bu çocuklar, erken yaşta ev işlerine, tarım işçiliğine ya da evliliğe zorlanıyor. Oysa eğitim; onların sadece kaderlerini değil, içinde yaşadıkları toplumun da geleceğini değiştirir.
Toplumsal Kalkınma İçin Kız Çocuklarını Okutmak Zorundayız
Araştırmalar gösteriyor ki kız çocuklarının eğitim düzeyi arttıkça, ülkelerin ekonomik büyüme oranları da yükseliyor. Okumuş kadınlar iş gücüne katılıyor, girişimci oluyor, topluma yön veriyor. Kız çocuklarına yatırım yapmak, bir nesli değil, bir toplumu kalkındırmak demektir. Bu nedenle eğitim politikaları cinsiyet eşitliğini gözetmeli; kız çocuklarının okula devam etmeleri için burslar, yurtlar, güvenli ulaşım imkanları sağlanmalı ve aileler bilinçlendirilmelidir.
Sonuç: Karanlık Değil, Işık Yayalım
Kız çocukları karanlıkta bırakıldığında, aslında hepimiz kaybediyoruz. Onların okumasına izin vermek, sadece bireysel bir hakka saygı değil; adaletli, eşitlikçi ve güçlü bir toplum inşa etmenin temelidir. Ekonomik bağımsızlığın yolu da, toplumsal dönüşümün anahtarı da eğitimden geçer. Gelin, her kız çocuğu için bir defter, bir kalem ve bir gelecek sunalım.
Okutulmak istenmeyen ve zorla okuyan bir kız çocuğu olarak ilk defter kalem benden olsun
Bu Haberi Beğendin Mi?
3 kişiden 3 kişi beğendiSen de yorumunu yaz!
E-posta adresin gizli kalacaktır. Lütfen tüm zorunlu alanları doldurun *Haftanın Özeti
Son dakika haberleri, resimler, videolar ve özel röportajlar