Şengün: D8 Ayağa Kalkmalı!
Saadet Partisi İl Kadın Kolları Başkanı Şengün, İsrail’in Gazze saldırılarına karşı D8 ülkelerinin ses çıkarması gerektiğini belirterek “D-8 teşkilatı güçlendirilerek önce tüm Müslüman ülkelerin katılımı ile D-60, ardından da yeryüzünde ezilen bütün mazlum milletler bir araya getirilerek D-160 kurulmalıdır.” dedi.
Saadet Partisi Kocaeli Kadın Kolları eylül ayı il divan toplantısı, il ve ilçe yönetimlerinin katılımıyla gerçekleştirildi. İl Kadın Kolları Başkanı Reyhan Şengün, toplantıda yaptığı konuşmada ekonomiden eğitime, günden güne artan şiddet olaylarından dış politikaya birçok önemli konuyu değindi.
‘İNSANLIK İÇİN BÜYÜK TEHDİT’
Konuşmasına İsrail’in Lübnan’a düzenlediği dijital saldırı ile başlayan İl Kadın Kolları Başkanı Reyhan Şengün: “17 Eylül’de sıcak ve üzücü bir gelişme oldu ve tekrarlandı. İsrail Lübnan’da siber teknoloji ile terör saldırıları gerçekleştirdi. Bu son saldırılar Siyonist İsrail’in insan hayatını hiçe sayan acımasız politikalarının bir başka somut örneği olarak tarihe geçmiş oldu. Teknolojinin bu eli kanlı terör örgütü tarafından katliam aracı olarak kullanılmaya devam etmesi Siyonizm’in insanlık için ne denli büyük bir tehdit olduğunu bir kez daha ortaya sermiş oldu.” ifadelerini kullandı.
‘RAYINA OTURTAMADILAR’
Ekonomik sıkıntıları hatırlatan Şengün: “Ekonomiyi bir türlü rayına oturtamayan iktidar faturayı EYT‘ye ve güya kendisini buna mecbur eden muhalefete kesti. EYT’liler yakında ekonomik krizin temel sebebi ilan edilirse şaşırmamak gerekiyor. Köprüler için araç, hastaneler için hasta garantisi! Gözleri ışıldayan hazine ve maliye bakanları! Kur korumalı mevduat için ödenen farklar! Faize gidenden alın terleri! Haraç mezat satılan kamu malları! Birden fazla maaş alan bürokratlar! Çiftçinin elinden alınarak tekelleştirilen tarım! Suriye politikasının, Mısır politikasının, Körfez ülkelerine dönük politikaların maliyeti! Yolsuzluk ve ihale fesatların maliyeti suç ortağı olarak kabul edilebilir!” diye konuştu.
‘VATANDAŞI KREDİ KARTINA MAHKUM ETTİLER’
Sözlerini sürdüren Şengün: “Hukukta, dış politikada, ehliyet ve liyakat meselesinde rasyonel hale gelinmeden, yolsuzluk kayırmacılık ekonomik fesatçılığa ciddi manada önleyici tedbirler alınmadan ekonomide rasyonelleşmeleri hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Ekonomi yönetiminin son sürprizi ise insanımızı kredi kartlarına mahkûm etmek oldu. Nakitsiz toplum inşası belli ki iktidara ihale edilmiş. İnsanlar kredi kartı kullanmak zorunda değildir. Bankaların faiz sarmalına katılmak zorunda değildir. Kara paranın itinayla aklandığı liberal ekonomik sistemde emeğin ve alın terinin karşılığı maalesef kredi kartına hapsedilmiştir.” dedi.
‘MASAK’I DÜZELTİN!’
Kayıt dışı ekonominin geldiği son durumu da hatırlatan Şengün: “Milletimizin hassasiyetlerine değerlerine uygun olmayan politikalarla gün kurtarılmaz. Amaç kayıt dışı ekonomiyi engellemek ise bugün en önce kara para aklayanı aklayan MASAK’tan ve hukuk sisteminden başlayabilirsiniz. İnsanların alın teri dökerek kazandığı parayı nasıl kullanacağı belirlemek iktidarın inisiyatifinde değildir. Her gün faiz marifetiyle eksilen paranın kalanını nasıl ve ne şekilde harcayacağını öğretmek değildir iktidarın işi. İktidarın görevi hak ve adalet ekseninde insanların refahını sağlamaktır.” İfadelerini kullandı.
‘HADEMESİNE ASGARİ ÜCRET VEREMEYEN BAKANLIK’
Milli eğitimin de birçok sorun barındırdığını ifade eden Şengün: “Bugün ülkemizde ekonomiden de önce en acil çözülmesi gereken sorun milli eğitimdir. Milli görüş politikalarıyla ekonomiyi düzeltmenin zor olmadığını biliyoruz. Fakat psikolojisi altüst olmuş, gelecekten ümit kesmiş bir nesli düzeltmek en zor olanıdır. Bir ülkenin 30 yıl sonrasını anlamak için bakmamız gereken ilk yer okullarıdır ve okullarında verilen eğitimdir. Hademesine asgari ücret dahi veremeyen bir bakanlık yüzünden kir pas içinde okul binaları ve derslikler görüyoruz. Öğretmen açığını atama ile çözmek yerine sözleşmeli öğretmenleri asgari ücretin altında çalıştırarak gidermeye çalışan zihniyet görüyoruz. Kendisine yakın olanı almak için pırıl pırıl gençlerimizi mülakat marifetiyle yıldıran bir despot zihniyet görüyoruz.” Dedi.
‘EĞİTİM BAŞSIZ KALDI’
Şengün, milli eğitimdeki sorunları sıralamaya devam ederek “Bakanlık bütçe ayırmadığı için özel güvenlik tutamayan, bundan dolayı silahlı saldırıya uğrayan idareciler, öğretmenler görüyoruz. Öğretmenine silah doğrultan öğrenciler var. Çok değil daha 20 yıl kadar önce öğretmene itiraz etmek bile edebe, ahlaka aykırıydı bu ülkede. Eğitimin başsız ve denetimsiz bırakılması toplum psikolojisini ve sosyal değerlerimizi altüst etti. Bugün gelinen nokta hak ettiğimiz yer değildir. Acilen değiştirilmelidir. Öğretmenlerimize de uygulanan şiddet, doktorlarımıza uygulanan şiddet gibi normalleştirilmemelidir.” şeklinde konuştu.
‘NEDEN GENÇ GİRİŞİMCİ ÖNEMSENMİYOR?’
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Türkiye Tech Visa programının ülke gençlerini kapsamamasına tepki gösteren Şengün: “Bu programla yurt dışından gelecekler için geniş bir yelpazede muafiyet sunulmuş. Yurt dışından gelen genç girişimciler ülkeye çekilmeye çalışılırken kendi gençlerimiz neden ihmal edilmekte? Türkiye’de yaşayan birçok genç sürekli artan yaşam maliyetleri, işsizlik oranları ve sınırlı imkanlar nedeniyle yaşam mücadelesi verirken yabancı girişimcilerin devlet desteğiyle avantajlı hale getirilmesi en büyük adaletsizliktir. Elbette ‘bu program yapılmasın’ demiyoruz. Türkiye’de doğup büyüyen bir gencin bir girişimcinin karşılaştığı zorluklar göz ardı edilemeyecek kadar büyük zorluklardır. Aynı şartları Türkiye’nin kendi gençlerine de sunmasını istiyoruz.
‘ŞİDDET ALMIŞBAŞINI GİDİYOR’
Ülkemizdeki şiddet olaylarına da değinen İl Kadın Kolları Başkanı Reyhan Şengün: “Her gün tüyler ürperten yeni şiddet ve canilik vakalarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Dizi izler gibi günlük rutinimiz haline geldi. Mafya ve çeteleşme öyle bir noktaya geldi ki Sayın İçişleri Bakanı kafasını kaldırıp bu noktalara odaklanamıyor. O nedenle de çocuklarımıza yönelik vahşet olayları konusunda bataklığı kurutma yerine sineklerin peşine düşüyorlar. Şiddetle top yükün mücadele mantığıyla hareket edilmeden bu konuda başarı sağlanamaz.” ifadelerini kullandı.
‘SİHİRLİ DEĞNEK Mİ?
Yeni anayasaya tartışmalarını da değerlendiren Şengün: “Yeni anayasa sihirli bir değnek mi? Yeni anayasa ülkemizin İsrail ile olan ticaretine engel olabilecek mi? Bozulan ekonomiyi düzeltebilecek mi? Asgari ücretliye, emekliye nefes aldırabilecek mi? Yozlaşmaya, istismara, sosyal çözülmeye, çocuk cinayetlerine engel olabilecek mi? Ödenmeyen kiralar ödenebilecek mi? Ev ve araba fiyatlarını düşürecek mi? Yüksek faizi indirecek mi? Ülkenin dayanılmaz hale gelen borçlarını ödeyebilecek mi? Biz yeni anayasaya karşı değiliz fakat öyle bir anayasa yapalım ki bir kırk yıl daha bu konuyu tartışmayalım. Kimseyi dışarıda bırakmayalım. Aidiyet duygusunu güçlendiren ve herkesin kendisini bir parçası hissettiği bir Anayasa’ya Saadet Partisi’nin kapıları sonuna kadar açıktır.” dedi.
‘PETROL VANALARI NEDEN KAPATILMIYOR?’
Son bir yıldır İsrail’in kesintisiz saldırılarıyla karşı karşıya kalan Gazze’yi de konuşmasına ekleyen Şengün: “Gazze meselesi yıllardır kanayan yaramız. Soykırımın ikinci yılına girerken iktidar söylemde Gazze’ye eylemde ise İsrail’e destek olmaya devam ediyor. On gün sonra Gazze’deki katliam bir yılı dolduracak İktidar hala tüm protestolara ve çağrılara rağmen İsrail’e petrol akıtan vanaları kapatmıyor. İsrail’le yapılan ticaretin petrol sevkiyatının üstü yapay zeka hamaseti ile kapatılamaz, örtülemez. AK Parti kendi dünyasında liderken vana başında İsrail’e er pozisyonundadır.” diye konuştu.
‘D160 KURULMALI’
Şengün son olarak “İsrail'in yapmış olduğu bu zulüm karşısında D-8 hâlâ dipdiri bir umuttur! D-8’ler ayağa kalksın dünya değişir. İslam topraklarını adım adım kuşatan, gönül coğrafyamızı kana bulayan, tüm dünyayı adeta kendisine esir edenlerin melun planı bozmak, uygulayıcılarından hesap sormak boynumuzun borcudur! Çare Milli Görüştedir. Tek çare Saadet Partisi’dir. Hak ve adalete dayalı bir medeniyetin inşası için; D-8 teşkilatı güçlendirilerek önce tüm Müslüman ülkelerin katılımı ile D-60, ardından da yeryüzünde ezilen bütün mazlum milletler bir araya getirilerek D-160 kurulmalıdır. Bunun için yapılacak şey bellidir. Birlikte başaracağız. Saadet iktidarını, yaşanabilir Türkiye’yi hepimiz hak ediyoruz.” dedi.
Bu Haberi Beğendin Mi?
0 kişiden 0 kişi beğendiSen de yorumunu yaz!
E-posta adresin gizli kalacaktır. Lütfen tüm zorunlu alanları doldurun *Haftanın Özeti
Son dakika haberleri, resimler, videolar ve özel röportajlar