Kocaeli Haberleri Kocaeli Son Dakika

Kocaeli'nin Nabzını Tutan Site Kocaeliparaf.com'a Hoşgeldiniz. Kocaeli'in Güçlü Sesi, Kocaeli Haber, Kocaeli Haberleri, Kocaeli Yerel Haberleri

Kocaeli Paraf Haber Sitesi

Kemalpaşa Mh. Cumhuriyet Cd. Petan İşhanı Kat: 5 No:30 İzmit, Kocaeli
sennuruzan@gmail.com

Göç İle Sağlık Sistemindeki Bütün Kazanımları Kaybettik Mi?

Göç, Demografik yapımızı ve Sağlık Verilerimizi değiştirebilir, büyük riskler oluşturabilir. Tamamen kaybedebiliriz. Avrupa birliği standartlarımız risk altına girebilir.

admin

Köşe Yazarı


Göç İle Sağlık Sistemindeki Bütün Kazanımları Kaybettik Mi?

Göç, Demografik yapımızı ve Sağlık Verilerimizi değiştirebilir, büyük riskler oluşturabilir. Tamamen kaybedebiliriz.

Avrupa birliği standartlarımız risk altına girebilir.

Değerli dostlar,

Hepimizin bildiği üzere ülkemiz uzun yıllardır direkt veya endirekt olarak çok çeşitli bölgelerden ve ülkelerden göç almaktadır.

Göç edenler ile ilgili birinci gerçek şu ki, bunların bir kısmı kayıtlara geçerek tespit edilmiş olsa dahi, son yıllarda Suriye üzerinde etkili olan savaşla birlikte Afganistan, Irak, İran gibi ülkeler üzerinden gelen, çoğunluğunun kayıt dışı ülkemize girdikleri düzensiz göçmenler konusu.

Kayıt altında olsa dahi göçmen analizlerinin çok doğru bir şekilde tesbitlerinin yapılması gerektiği.

Kabul edilmesi gereken ikinci gerçekte, göçmenlerin çoğunluğunun kayıt dışı ülkemize girdiği ve sadece sağlık değil, güvenlik, hiyerarşik düzen, toplumsal uzlaşı, kültürel bağlar, eğitim standartları ile sağlık koşulları açısından tespitleri’nin yapılamadığı gerçeğini kabul edilmesi gerekiyor.

GÖÇ İNSANİ BİR OLGU MU?

Göç insani yönden baktığımızda tamamen maasumca gelmekle birlikte, kontrolün dışına çıkması durumunda çok sayıda riskleri beraberinde getirdiği en doğru gerçek.

Ölüm ile yaşam arasında kalan ve amacı sadece yaşamak olan, insan olma özelliğini korumak amacı üzerine kurulmuş hassas bir çizgide göç en temel yaşam hakkı kuşkusuz.

Değerli dostlarım;

Göç ile ilgili günlerce aylarca konuşulabilir ve bu konuda çok derin analizler yapabiliriz. Raporlar, istatistikler, veriler hazırlayabilir ve bu kaynaklar ülkenin en değerli kurullarında ve komisyonlarında tartışabiliriz.  Ve bunlarda yapılıyor kuşkusuz.

Göç insani yönden ele alındığında manevi oluşumlar içinde ve dini hassasiyetler açısından bakıldığında yüzlerce konu konuşulabilir ve manevi hassasiyet içeren milyonlarca söz söyleyebiliriz.

Göç insanlığın çıkış yolu bulamadığı en hassas konulardan biridir.

Ama göç ile ilgili Ulusal güvenlik konusu ve Devlet Planlaması üzerine getirdikleri ve götürdükleri de konuşulmalıdır mutlaka.

Değerli dostlarım

Ben de sizlere göç ile ilgili görüşlerimi paylaşmak istedim bu haftaki yazımda.

Göç’ün Demografik yapı değişikliği üzerinden Sağlık sistemi üzerindeki etkinlikleri hakkında görüşlerimi belirtmek istiyorum.

Göç, Sağlık Verilerimiz Üzerine Riskler Oluşturabilir.

Sağlık sistemimiz Cumhuriyet Dönemimiz boyunca en önemli konulardan birisi oldu ve bütün hükümetlerimiz Sağlık konumuzu ilk 5 gündem maddeleri arasına aldılar yakın tarih boyunca.

Daha önceki yazılarımda belirttiğim üzere dünyada ve ülkemizde yaşam süreleri uzarken, sağlıklı yaşam seviyesini de yükseltilmesi gerekiyordu ki bu konuda ülkemiz başarılı bir sınav verdi diyebiliriz.

Dünya ülkeleri ile istatistiksel kıyaslama yapacak olursak çok iyi bir yerde değiliz desek bile çok kötü bir yerde de değiliz gerçeği ile karşı karşıyayız.

Sağlık verilerimizi uzun yıllardır takip eden kuruluşlarımızın olduğunu daha önceden bahsetmiştim.

Bu verilerin iyi sonuçlar vermesi çok kolay olmadı.

Köy köy gezildi aşılamalar yapıldı.

Ev ev gezildi gebeler tespit edildi.

Sokak sokak  gezildi kronik rahatsızlıklar keşfedildi.

Yolu olmayan köylere, dağ başında bacası tüten evlere yürüyerek saatlerce gidip aşı yapan ebeler,hemşireler,  Sağlık Memurları, Kızılay, Sıhhiyeli askerler tek tek veri topladılar.

Toplum sağlığı ve Halk sağlığı birimleri sırtlarında çanta kar kış kıyamet demeden aşılama yaptılar ülkemizde.

Bulaşıcı hastalıklar birimleri gece gündüz demedi.

Küçük bir vaka için aylarca karantinalar uygulandı.

Çok mücadeleler verildi.

Bulaşıcı hastalıklar, Bebek ölüm oranları, Anne ölüm oranları, Gebe ve Sağlıklı Doğum Analizleri aksatılmadan yapıldı ve sürekli çalışmalar yapıldı, veriler, analizler, istatistikler oluşturuldu.

Bildirimi zorunlu vakalar dünya standartları ile anında ülke sağlık örgütleri ile paylaşıldı.

Ve bunların sonucunda ülkemiz sağlık verileri üzerinden her zaman en güvenli ülkeler statüsünde yer aldı.

Sağlık Verilerinde Çoğu Avrupa Ülkelerinden Öndeyiz.

Çok sayıda konuda Avrupa standartlarına ulaşamadık desek bile Sağlık konusunda Avrupa ülkelerinin bile önündeyiz diyebiliriz.

Neden bunları anlattım.

Yakın zamanda aldığımız göç hareketliliği, yıllardır mücadele ettiğimiz ve başardığımız bu analizleri yerli bir etme riski ile karşı karşıya kalabiliriz.

Yakın zamanda aldığımız göçlerden kaç tanesi aşılı, hangi aşılar, hangi bulaşıcı hastalıklar, hangi kronik rahatsızlıklar, hangi sağlık sorunları ile karşı karşıya olduğumuzu bilmemiz gerekiyor.

Bunları tek tek kayıt altına almamız şart.

Bu veriler Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere bütün gelişmiş ülkelerin takip ettiği analizler.

Bu analizler ülkelerin gelişmişlik düzeyi konusunda etkili karar mercilerini oluşturuyor.

Önümüzdeki yıllarda siz az gelişmiş bir ülkesiniz diyerek onlarca emeği çöpe atılması ve bu emeklerin heba olması konusu ile karşı karşıya gelebiliriz.

Ülkemiz aktif ve hareketli bir yapıya sahip olan sosyopolitik bir konjektürde daima diken üzerinde bir ülke oldu.

Ve tarih boyunca olduğu gibi bundan sonraki süreçte de bu aktif yapısı değişmeyecek.

Ama bir gerçek var ki. Yıllarca emek harcanıp kazanılan veriler çok kolay bir şekilde heba edilmemesi gerektiği gerçeği.

Sağlıkta Ki Kazanımlarımızı Heba Etmeyelim

Sağlık konusu heba edilmemesi gereken en önemli konulardan bir tanesi.

İlerleyen yıllarda güvenlik konusu olabilecek bir mesele sağlık konusu.

Çünkü genç nüfusun azaldığı ülkeler için sağlıklı nesiller arz talep unsurunu düşündürecek yegane konu olması ihtimali çok yüksek.

Kuşkusuz ki Avrupa ülkeleri her geçen gün yaşlanıyor ve genç nüfusa ihtiyaçları var.

Bizim genç, üretken, gelişmiş, kaliteli, eğitimli, profesyonel insanlarımıza ihtiyaçları var.

Değerli dostlarım

Kısaca demek istediğim şu ki:

Göç insani yönden baktığımızda özel bir durum olsa da ülkemizin kazanımları konusunda çok hassas bir durum,

Onca kazanımların bir anda yerle bir olmasına sebep olabilecek bir konu.

O yüzdendir ki yöneticilerimiz bu konuda özenli çalışmalı ve ön görülü olmalılar.

 Göç eden insanların acil bir şekilde kayıt altına alınmaları, sağlık konusundaki bütün taramalarının yapılarak tespit edilmelerini hızlı bir şekilde sağlamalıdır.

Aksi takdirde bir kaç yıl sonra siyasi bir kararla, sağlık sorunu olan bir ülke pozisyonuna düşme riski ile karşı karşıya kalma ihtimalimiz göz ardı edilmemelidir.

Yani: Göç konusunu sadece insani bir durum olarak görürken, hassasiyetleri her alanda değerlendirmek gerekiyor.

Bir kez daha belirtmek istiyorum ki gelecekteki istatistik ve verileri yani yıllarca mücadele edilerek kazanılan kriterleri, sağlık sistemimizde sorunlar yumağı haline dönüşmemesi konusunda özenli ve dikkatli davranmamız gerektiğini düşünüyorum.

Bu haftaki konuma burada son veriyor hepinize selam ediyorum.

SAĞLIKÇA kalın diyorum.

Bu Haberi Beğendin Mi?
3 kişiden 3 kişi beğendi

Sen de yorumunu yaz!

E-posta adresin gizli kalacaktır. Lütfen tüm zorunlu alanları doldurun *