Bahar Geldi… Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Nedir, Önlemler!
Havaların ısınması ile birlikte bitkiler çiçek açıyor, ağaçların yeşil yaprakları çıkıyor, dallar tomurcuklanıyor, kuşlar, böcekler, arılar, kelebekler ortaya çıkıyor. Cemreler bir bir düşüyor. Umudun ve bolluğun mevsimi bahar geldi.
Cüneyt Özer
Köşe Yazarı
Havaların ısınması ile birlikte bitkiler çiçek açıyor, ağaçların yeşil yaprakları çıkıyor, dallar tomurcuklanıyor, kuşlar, böcekler, arılar, kelebekler ortaya çıkıyor.
Cemreler bir bir düşüyor. Umudun ve bolluğun mevsimi bahar geldi. Güneş günümüze bolca göz kırpmaya başladı, hava daha geç kararıyor, kışın ardından bahar, tüm sıcaklığıyla kapıyı aralıyor. Tüm bu güzellikler içinde biz insanoğlu daha çok doğa ile baş başa kalma şansı yakalıyoruz.
Değerli okurlar bu yazımda sizlere Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı ile ilgili kısa bilgiler vermeye çalışacağım.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı Nairovirüslerin (100 nanometre büyüklüğünde, Ribonükleik asit (RNA) içeren, heliksel kapsidli ve zarflı virüs) neden olduğu ateş, cilt içi ve diğer alanlarda kanama gibi bulgular ile seyreden kene (Hyalomma soyuna ait keneler) kaynaklı bir enfeksiyondur.
Virüs enfekte kenelerin kan emmesi sırasında salgıladıkları tükürük salgısı ile virüsün kana karışması ile, enfekte kenelerin çıplak elle ezilmesi sırasında temasla, enfekte hayvanların kan ve dokuları ile temasla, hasta insanların kan ve diğer vücut sıvıları ile temas olmaktadır.
Havaların ısınmasıyla ve baharın gelişiyle hastalık riski olağan şekilde artacaktır. KKKA vakalarının görülme sıklığı Nisan-Ekim ayları arasında artar ve ülkemizde Haziran-Temmuz aylarında en yüksek seviyeye ulaşır.
Hastalık belirtileri; şiddetli baş ağrısı, nefes darlığı, kalp çarpıntısı, kusma, kas ağrıları ya da vücudunuzun herhangi bir bölgesinde felç bulguları olarak sıralanabilir. Bu belirtiler varsa zaman kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Kesin tanı ise sağlık kuruluşunda yapılacak laboratuvar analizi ile ortaya konur.
Son yıllarda tedavide görülen gelişmelere rağmen, bu enfeksiyonlarda ölüm oranları hala yüksektir.
Hastalıktan Bireysel Olarak Korunmak İçin Yapılacaklar Özetle:
Yolculuk yaparken yol kenarlarında otlak alanlarda mola verdiğimizde son derece dikkatli olmalıyız.
Kırsal alanlarda ve kamp alanlarında mümkün olduğunca kapalı ve açık renkli giysi giyilmeli ve pantolon paçaları çorap içine alınmalıdır. Ayrıca bu alanlarda vücudun açıkta kalan kısımlarına cilde uygulanabilen böcek kovucu (repellent) ilaçlar sürülmelidir.
Günlük aktiviteler sırasında koltuk altı, kulak içi, ve çevresi, göbek deliğinin içi, dizlerin arkası, saç ve kıllı bölgelerin içi ve çevresi, bacak arası, bel bölgesi başta olmak üzere kene yönünden sık sık kontrol edilmeli; Ayrıca çocuklarda kene tutunması yönünden anne babalar tarafından günlük olarak kontrol edilmelidir.
Kene tespiti yapılmış ise;
Keneyi çıkarmak için kesinlikle bir sıvı yada kimyasal kullanılmamalıdır. Çünkü bu gibi maddeler kenede bulunan enfekte sıvıların cilde salınmasına neden olabilir.
Vücuda tutunan kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riski de o ölçüde azalacaktır. Bu nedenle kişinin keneyi vakit kaybetmeden eldiven giyerek (bir pensle sağa sola oynatarak, ezmeden, çivi çıkarır gibi) kendisinin çıkarması veya çıkarttırması, kendisinin müdahale edemediği durumlarda hızla en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerekmektedir;
Kenenin uzaklaştırılmasından sonra eller bol su ve sabunla yıkanmalı, kenenin tutunduğu bölge kolonya veya tentürdiyot ile temizlenmelidir.
Vücuduna kene yapışan kişiler 7-10 güne kadar ani başlayan ateş, baş ağrısı, yoğun halsizlik, bulantı ve kusma gibi şikayetler yönünden kendilerini izlemeli, böyle bir şikayetin olması durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.
Sağlıklı Günler…
Bu Haberi Beğendin Mi?
9 kişiden 9 kişi beğendiSen de yorumunu yaz!
E-posta adresin gizli kalacaktır. Lütfen tüm zorunlu alanları doldurun *Haftanın Özeti
Son dakika haberleri, resimler, videolar ve özel röportajlar